Coronavirüsle mücadele konusunda birçok çalışma yürütüyor. Sağlık, eğitim olmak üzere tüm sektörlerde şirketler veri kullanımına büyük önem veriyor. Şirketler veri mahremiyeti konusunda ne gibi çalışmalar yürütüyor?
Salgın sürecinde ülkelerin çözüm bulmak için yarıştığı, sağlık hizmetleri sunan şirketlerin uygulamalar geliştirmek için veri politikaları kullanımı ile sonuçlar elde etmeye çalıştıklarını birçok haberimizde dile getirdik. Coronavirüs ile mücadelede teknoloji devlerinin de büyük adımlar attığı ve uygulamalar ürettiği bilinen bir gerçek.
Covid-19 salgınını nasıl durduracağız sorusu üzerine devletler ekonomilerini sağlık alanına çevirmeye başladılar. Dünya genelinde ülkeler karantina kararları aldı ve sağlık çalışanları ile dev bir arayış içerisine girdi.

Evrensel olarak bakıldığında bulaşıcı hastalıklar ile savaşmak için gerekli araçlara sahibiz. Cep telefonları, nesnelerin interneti (IoT), giyilebilir cihazlar, yapay zeka algoritmaları ile güçlendirilmiş sistemler ve diğer gelişmiş teknolojiler, her yurttaşın yaşamsal belirtilerini ve sağlık durumunu izlememize yardımcı olacak araçlardır.
Teknoloji yardımıyla devletler, tüm çalışma ekonomilerini kapatıp herkesi izolasyon için eve gönderme gibi önlemleri almadan hastalıkların yayılmasını kontrol edebilecekler. Bu mücadele ve önlemler için gizlilik kurallarını gevşeten yasalar çıkacaktır.
Apple ve Google’dan veri erişimi
Bu sistem sağlık kuruluşlarından onaylı uygulamalar ile veri paylaşımı yapabilecek bir sistemdir. Gönüllü bir temas ağı oluşturmak için kısa mesafeli Bluetooth iletişimlerini kullanacak. Birbirine yakın temas halinde olan telefonlar da kapsamlı veriler tutulması konusunu planlıyor. Halk sağlığı yetkilileri bu uygulamalar ile verilere erişebilecek ve veri indirebilecektir.
Mayıs ayının içerisinde Google ve Apple bir çift İOS ve Android API’si tanıtacak ve yetkililerin uygulayabileceğini duyurmak için harekete geçecek. İOS ve Android telefonu olan herkesin kullanabileceği bir temel işletim sistemi izleme işlevselliği oluşturulacaktır.
Bu uygulama ise kontakt bir kişinin kimlerle temas halinde olduğuna dair güzel bir izleme servisi sunmaktadır. Sistemle beraber gizlilik problemleri de beraberinde gelmeye devam etmektedir.

Amerika Sivil Özgürlükler Birliği bu sistemin kapsamının sınırlı olması ve kullanıcı gizliliği açısından önemle üzerinde durulması gereken bir konu olduğunun altını çizdi.
Apple ve Google gizlilik sorunları üzerine şu açıklamalarda bulundular: “GPS verileri kullanımı gibi Bluetooth planlı sistem insanların fiziksel konumlarını izlemez. Temel olarak yakınlardaki telefonların sinyallerini 5 dakika aralıklarla alır ve veritabanında depolar. Veriler paylaşıldıktan sonra dahi kişinin tanımlanmasını önlemek için bir dizi tedbir almaktayız.”
Bluetooth ile farklı telefonların eşleştirilme olasılığı ise akıllarda soru işareti oluşturmaktadır. Kişilerin uygulama içerisinde sadece bulaşıcı oldukları dönemde veri anahtarlarını paylaşacakları belirtildi. Telefonlar eşleştirilerek bulaşıcılık ve şehir merkezli erişime sunulan bir sistemin olmadığını da vurguladılar.
Veri Mahremiyeti konusunda sistem eksiklikleri nelerdir?
Uygulamanın yönetim aşamasında eksikliklerin bulunduğu ve kalabalık bölgelerde kullanıcıların içerisinde yer paylaşmayan bitişik kişileri de işaretlemesi endişe yaratabilecek düzeydedir.
Kısa vadede uygulamalara ve uzun süreli akıllı telefon kullanan insanların uygulama için güncellemeyi canlı tutmamaları da enfekte olmuş yükü ile karşı karşıya kalınabileceğini düşündürdü.
Yeni programların entegre edilmesiyle halk sağlığı yetkilileri ve paydaşlarla görüşmeler devam etmekte olduğu bir süreç içerisindeler. İnsanların en çok kullandığı iletişim aracı olan telefonlarla böyle bir izleme yönteminin ileri teknoloji ile donatılarak hizmete girmesi elbette kaçınılmaz olacaktır.

Varsayılan veri mahremiyeti nasıl korunacak?
Kuşkusuz Apple ve Google hazırladıkları sistem ile dev bir teknoloji hizmeti geliştirdiler. Peki bulaşıcı hastalıkların izlenmesi konusunda diğer araçlar, internet hizmeti veya uygulamalar, gizlilik ihlalleri veri mahremiyeti konusunda ne durumdalar?
Kullanıcının mobil uygulamasına yüklenen bir uygulama, konumunu, bilgilerini düzenli bir şekilde depolar ve veri merkezine iletir. Veritabanında kayıtlı kişilerin, enfekte olmuş hastalar ile olan ilişkileri ve bulaşma olasılıkları çözümlenebilir. Bu çözümleme de virüsün yayılmasını önleyecek Al destekli algoritmalar ön plana çıkmaktadır.
Birçok şirket konum verilerini kullanarak sizi izlemededir. Peki kendimizi Google’dan veya bizi izleyen şirketlerden nasıl koruyabiliriz?
Google sayfanızdaki ‘etkinlikleri yönetmek’ bölümü ile başlayabilirsiniz. Google sizin;
- Web ve uygulama etkinliklerinizi,
- Konum geçmişinizi,
- Cihaz bilgilerinizi,
- Ses etkinliğinizi,
- Youtube arama geçmişinizi, izler.
Yönetim panelinizde:
- İzlemeyi kapat,
- Geçmiş verilerden kurtulmak için tarihi silmek, gerekmektedir. Daha gelişmiş seçenekler için, sayfanın sol tarafında görünen dikey menüdeki “Etkinliği Silme” komutuna gidin. Orada tarih aralığını belirleyebilir veya tüm geçmişi silmeyi seçmeniz önerilir.
Ya da tamamen gizlilik dostu alternatifler kullanabilirsiniz. Sanal özel ağlar (VPN) ve diğer araçlar gibi. Konum vermek ya da ödeme yapmak sizin tercihinize kalmıştır. Güvenlik ve rahatınız arasında bir seçim.
Coronavirüs’ü bulmak için gizliliği kullanmak
Boston Üniversitesi’nden bir grup bilgisayar bilimcisi yayınladıkları bir makale de bulaşıcı hastalıklara karşı korumalar geliştirmek için insanların mahremiyetlerini istila etmenin önerisini sundular.
Makale, virüs bulaşmış bir kişinin yakınında bulunan kullanıcılara zamanında ulaşmak ve ayrıntılı bilgi sahibi olmak için son derece basit bir programı anlatıyor. Bu programın gelişim süreci ise ilk paragrafta bahsettiğimiz Google ve Apple uygulamaları ile benzer olduğu görülmektedir.
Çalışmada amaç, geçmişte ve şimdiki kollokasyona sahip enfekte olmuş kişileri güvenilir bir şekilde bildirmenin mümkün olabileceği yönünde.
Gizlilik dostu bir uygulama ile sonuçlanabilecek bir çalışma olduğunu söyleyerek düzenli aralıklarla anonim bir belirteç üretimi olduğunun altı çiziliyor.
Konum içerisinde olan belirteçleri alıp saklamak ise gizlilik dostu bir sistemle mümkün olabilecek ve aygıtın veritabanı bu şekilde oluşturulacaktır.
Bu tür çözümler ve uygulamaların kabul görmesi ve etkin olabilmesi, kitlenin kabul oranı ile doğrudan ilişkilidir. Ne kadar başarılı olabileceği süreç içerisinde görülecektir. Her ne olursa olsun gizlilik dostu bir sisteme sahip olmak kitlesel kabul açısından yine de düşündürücüdür.
İlk yorum yapan siz olun