Dünya genelinde siber saldırıya uğrayan ülkeler sıralamasında ABD’de ilk sırada gelirken Brezilya ikinci ve Türkiye üçüncü sırada. Türkiye’nin Siber Güvenlik Pazar payı 1,5 milyar dolara ulaştı.
Teknolojinin hayatımızdaki yerinin giderek artmasıyla birlikte kolaylıkların yanı sıra güvenlik konusunda gündeme gelmeye başladı. Bilişim sistemlerinde insanlarla veya kurumlar arası kurulan iletişimde, hayatın, entegrasyonun, maddi veya manevi varlıkların tamamını ilgilendiren bu alandaki verilerin güvenliliği, bütünlüğü ve gizliliğinin korunması önemli bir hal aldı. Verilerin güvenliğinin sağlanması olarak kısaca tanımlayabileceğimiz Siber Güvenlik artık ülkelerin ve bireylerin önemle üzerinde durması gereken bir konu.
Siber Güvenlik öncelik verilecek alanlar?
Bankacılıktan lojistiğe, imalat sanayinde perakendeciliğe kadar tüm sektörlerde süreç artık dijital dünyaya doğru kayıyor. Dijitalleşmenin artmasıyla birlikte kolaylık ve iş yapabilme standartların artması aynı zamanda tehditleri de beraberinde getirdi. Güvenlik ihtiyacının en üst seviyeye çıktı alanları şu şekilde sıralayabiliriz;
- Akıllı fabrikalar
- Nesnelerin interneti
- Giyilebilir teknolojiler
- Endüstri 4.0 gibi teknolojiler
Bu alanlarda veri güvenliğine yönelik güvenlik ihtiyaçlar üst seviyeye çıktı. Bu nedenle, siber güvenlik teknolojisi, artık en küçük işletmeden devletlere kadar tüm kademelerde herkesin önceliği oldu. 2007 yılı itibarıyla her yılın 28 Ocak günü Kişisel Veri Koruma Günü olarak kutlanmaya başlandı. Bu alandaki pazar giderek daha da önemli bir hale geldi. Bu alanda yapılan yatırımlar ve şirket sayısı da giderek arttı. Son 3 yılda bu alanın Pazar payı 2 trilyon dolara yükseldi. Bu önemli pazardan pay almak isteyen Türkiye’de milli siber güvenlik teknolojilerine yoğunlaştı.
Bilgilerin bütünlüğünü, gizliliğini ve kullanılabilirliğini sağlama pratiğini ifade eden güvenlik verileri, programları ve cihazları birtakım saldırılara ve yetkisiz erişimlere karşı korumak için tasarlanır. Geliştirilen bir dizi araçtan, risk yönetimi yaklaşımlarından, teknolojilerden, eğitimden ve en iyi uygulamalardan oluşuyor.
Dünyada en fazla siber saldırıya uğrayan ülkeler?
Siber güvenliği ortaya çıkaran ihtiyaç, günlük yaşamımızdan iş yapış şekillerine kadar her alanda dijitalleşmenin artmasıdır. Bilgisayarınız veya mobil cihazınız bir ağa bağlandığı anda siber saldırılara açık duruma geliyor. Bir saldırı sonucu tüm hesap bilgileriniz ve verileriniz elde edilebilir. Verinin, çağın yeni petrolü olarak değerlendirildiği bir ortamda, veriyi koruma ihtiyacı da öncelikler arasında yer alıyor. Bu nedenle dünya genelinde her yıl artışını sürdürmekle birlikte milyarlarca dolar harcanıyor.
Siber saldırıların, 2017 yılında dünya ekonomisine maliyetinin 600 milyar dolar olduğu belirtiliyor ve üç yıl içinde de bu maliyetin 2 trilyon doları aştı. Yönetim ve dijital danışmanlık şirketi Accenture’nin açıkladığı 2018 Siber Dayanıklılık Raporu’na göre; 1 milyar dolar ve üstü ciro elden şirketlere, 2018 yılında 232 siber saldırı düzenledi. Dünyada en fazla siber saldırıya maruz kalan üç ülke arasında Türkiye’de yer alıyor. Amerika ve Brezilya’nın ardından Türkiye en çok siber saldırılara maruz kalan ülkeler olarak öne çıkıyor. Türkiye, 2018 yılında toplamda 25 milyon siber saldırıya maruz kaldı.
Türkiye’nin tehdit altında olması, kamu ve özel şirketleri siber güvenlik alanında ciddi çalışmalara itiyor. Bu nedenle Savunma Sanayii Başkanlığı öncülüğünde ilgili tüm kamu kurum/kuruluşları, özel sektör ve akademi temsilcilerinin katkılarıyla Türkiye Siber Güvenlik Kümelenmesi oluşturuldu.
Siber güvenlik alanında yürütülen çalışmalar şu şekilde sıralayabiliriz;
Siber güvenlik altyapılarında kendi kendine yeten bir ülke olunması gayesiyle sektörde yerli/milli teknoloji kapasitesinin oluşturulması
- Yurt içi ve yurt dışı pazara erişim mekanizmalarının kurulması
- Sektörel iş birliği ve ihtiyaç duyulan insan kaynağının geliştirilmesi kapsamında çalışmalar
Siber Güvenlik konusunda CEO’larda kişisel tedbir alıyor
Türkiye 2016-2019 Ulusal Siber Güvenlik Stratejisi ve 2016-2019 Ulusal Siber Güvenlik Eylem Planı ile siber suçlara karşı önlemini aldı. Bağımsız araştırma firması İnternational Data Corporation (IDC) açıkladığı rakamlara göre; Türkiye; siber suçlar için 2017 yılında 233 milyon dolar harcadı. Bugün, 1,5 milyar dolarlık siber güvenliğin pazarına sahip olan Türkiye’de pazarın yüzde 97’si yabancı şirketlerin elinde bulunuyor. Türkiye’nin pazardan aldığı pay 45 milyon dolar ile sınırlı.
Uluslararası siber güvenlik kuruluşu Arbor Networks’ün yaptığı araştırmaya göre ise günümüzde saldırı boyutları 11 yıl öncesine göre 60 kat arttı. E-suçluları engellemek amacıyla, kuruluşlar, dijital sınırlarını ve güvenlik protokollerini artırmak için giderek daha fazla yatırım yapıyor. 2018 Siber Güvenlik Raporu’na (Cybersecurity Ventures Report) göre, harcamaların boyutu, 2017-2021 arasında 1 trilyon doları aşacak. Siber güvenliğin piyasası son 13 yılda yüzde 35 arttığını belirten rapor, piyasanın 2021 yılında yüzde 15 büyümesini öngörüyor.
Beyaz Saray, 2017 Mali Yılı’nda siber güvenlik için ayırdığı miktarı 19 milyar dolar olarak açıklandı. 2016 yılında ise bu rakam 14 milyar dolardı. İngiltere hükümeti; 2016 yılında açıkladığı beş yıllık “Ulusal Siber Güvenlik Stratejisi”nde siber güvenliğin alanına yönelik 1,9 milyar Sterlin yatırım yaptıklarını belirtmişti. İngiliz hükümeti tarafından hazırlanan “Siber Suçların Maliyeti” başlıklı rapora göre, siber suçların İngiltere’ye yıllık maliyeti, 27 milyar Sterlin civarında.
Siber saldırılar, kurumlar kadar yöneticileri de hedef alıyor. Londra merkezli PwC’nin (PricewaterhouseCoopers) yaptığı Global Bilgi Güvenliği Anketi 2018’e göre, küresel anlamda, CEO’ların yüzde 87’si müşterileri ile güvene dayalı bir ilişki oluşturabilmek için siber güvenliğe yatırım yaptığını söylüyor.
İlk yorum yapan siz olun